26 Temmuz 2007 Perşembe

BİBERİYE


(Rosemarinus officinalis)

Başağrısına en iyi gelen şifalı otlardan biri olan biberiye çayı şöyle hazırlanır: 25 gram biberiye 1 litre kaynar suya atılıp 10 dakika dinlendirilir veya yapraklar iyice ezilerek bir tatlı kaşığı yaprak bir çay fincanı kaynar suya atılır.Üzeri kapatılarak buharın kaçması önlenir.Biberiye başağrısı için gerektiği zaman bir çay fincanı, soğuk olrak içilir.Karaciğer hastalıkları için her yemekten önce, hazım bozuklukları için yemeklerden sonra alınır.


Biberiye konsantresi, safra kesesi ve mide salgılarını arttırarak hazmı kolaylaştırır.Her türlü sinirsel rahatsızlık için de iyi gelir.Sinirsel başağrılarınında, gastrit ağrılarınında, yüksek tansiyonunda, kalp sıkışmalarında da biberiyenin yararı vardır.Gece yatarken içilecek bir kahve fincanı biberiye, sakin bir uyku sağlar.Yatmadan önce banyo doldurulup içine bir fincan biberiye katılır ve suda bir süre dinlenilirse, vücut iyice gevşeyerek rahatlar.


Biberiye eski çağlardan beri önem taşımıştır.Eski Romalılar, biberiyeyi kutsal bir bitki olarak nitelemişlerdir.Eski Yunan'da da, öğrencilerin kafa yorgunluğunu önlemek için başlarına biberiye dallarından yapılmış çelenkler takılmıştır.Son zamanlarda yapılan araştırma ve deneyler, biberiyenin gerçekten de haricen kullanıldığı zaman etkili olduğunu kanıtlamıştır.Biberiyede antiseptik özelliklerinin yanı sıra romatizma sancılarını kesen özellikler de vardır.Biberiyede yüzde 1-2 oranında yağ vardır.Bu yağ parfüm yapımında kullanıldığı gibi, romatizma ve benzeri ağrılara karşı merhem olarak da kullanılır.Biberiye saçı besler, dökülmesini önler.Bu yüzden bineriye yağı, şampuanlarda ve saç losyonlarında da kullanılır.


Kokusu çok güzel olan biberiye, bahçe bitkisi olarak da değer taşır.Mavi çiçekleri vardır.Nisan ve Mayıs aylarında çiçek açan biberiyenin bir başka önemli özelliği de böcekleri uzaklaştırmasıdır.

Çarkıfelek Çiçeği


(Passiflora incarnata)

Asıl vatanı Amerika olan, çok güzel bir sarmaşık çiçeğidir.Ortası mor, büyük ve kenar yaprakları açık renkte çiçekleri vardır Çarkıfelek Çiçeğinin.Çarkıfelek çiçeğinin 400 değişik türü görülür.Bu çiçeği ilk olarak Amerika'ya ayak basan İspanyol kaşifler ile misyonerler bulmuşlardır.Çarkıfelek çiçeğinin, spazmları kesici, sakinleştirici özellikleri nedeniyle, sinirsel kökenli başağrılarına çok iyi gelir.


Sakinleştirici etkisi, kalbi, mideyi sıkıştıran sinirsel ağrıları ve adet zamanındaki sancıları keser.Çaarkıfelek çiçeği, üzüntü veya heyecandan kaynaklanan uykusuzluğa ve sinirsel çarpıntılara da çok iyi gelir.


Çarkıfelek çiçeğinden 30-50 gram 1 litre soğuk suya katılır, ağır ateşte kaynatılır, ateşten alınıp 10 dakika dinlendirilir, sonra süzülür.Başağrılarına karşı gerektiği zaman bir çay fincanı içilir veya günde üç kez, sabah kalkınca, akşamüstü ve gece yatarken kullanılır.Menopoz dönemindeki başağrıları, sinirlilik, çarpıntı ve hazımsızlık belirtileri için de çarkıfelek çiçeği çok etkilidir.

18 Temmuz 2007 Çarşamba

ÖKSE OTU


(Viscum album)

Ökse otunun sakinleştirici ve spazmları kesici özelliği, şifalı ot uzmanları için çok değerlidir.Ökse otu, yüksek tansiyondan kaynaklanan başağrıları ve migren ağrıları için çok etkilidir.Yapılan araştırmalar, ökse otunun kan damarlarını gevşettiğini, bu nedenle de damar tıkanıklıklarına ve yüksek tansiyona iyi geldiğini kanıtlamıştır.


Ökse otunun körpe yapraklı dalları, henüz meyve vermeden kesilip kullanılır.Bu dallar ince ince kıyılır ve 25 gramı 0,5 litre soğuk suya atılıp bir gece bekletilir.Sabah kalkınca, akşamüstü ve gece yatarken birer kahve fincanı içilir.Ökse otundan yapılan ilaç, başağrısı ve migren için tek başına içilebileceği gibi, eşit miktarda ıhlamurla karıştırılarak düzenli içildiği taktirde yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları veya çarpıntı gibi sinirsel kökenli bozukluklar için de kullanılır.Ökse otu yaprakları birkaç dakika sıcak suda dinlendirildikten sonra, gut ve romatizma ağrıları için kompres olarak kullanılır.

NANE


(Mentha)

Nane, Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde çok yaygın olan bir bitkidir.Nanelerin pek çok çeşidi vardır.Dokuzuncu yüzyılda bu konuda yazılan bir keşiş şunları belirtmiştir: "İnsanın nane çeşitlerini, nanenin yararlarını ve nanenin değişik adlarını saymaya kalkması, Kızıl Denizdeki balıkları saymaya kalkmasına benzer."


Nane, başağrıları için kullanılan en doğal ilaçların başında gelir.Güzel kokusu ve lezzeti ile sevilerek içilen nane, hazım bozukluklarından veya safra kesesi rahatsızlıklarından kaynaklanan başağrılarında kullanılır.4 veya 5 nane yaprağı ( taze ya da kuru) bir çay fincanı kaynar suya atılır, üzeri sıkıca kapatılarak beş dakika bekletilir ve yemeklerden sonra günde bir veya iki kez içilir.Burun tıkanıklığından kaynaklanan ve alında yahut gözlerin arkasında yoğunlaşan başağrılarına, sinirsel kökenli başağrılarına da nane iyi gelir.


Ilık suda dinlendirilen nane yapraklarıyla yapılan kompres, migrene, sinirsel ağrılara, eklem yerlerindeki sızılara iyi gelir.Çünkü naneruhundaki mentolün ağrı kesici özelliği vardır.Naneruhu spazmları geçirdiği gibi, safra salgısını da harekete geçirir.


Nane çok kısa zamanda ürer.Naneyi kaynatıp içmek bulantı ve kusmaya iyi gelir.Nane yapraklarıyla alına yapılacak kompleksin de yararı olur.


Sıcak içilen nane, aoğuk algınlıklarında terleyerek ateş atmayı sağlar.Nane, adet gecikmelerinde eski çağlardan beri kullanılan bir ilaçtır.Bu söktürücü etkisi yüzünden, gebelik döneminde içilmemesi gerekir.

Sarı Yonca Çiçeği


(Melilotus officinalis)

Bu narin bitkinin sarı çiçekleri, sapın iki yanından yükselir.Sarı yonca, yaklaşık 6500 değişik türü olan bir bitki ailesindendir.Bu aileye giren bitkilerin büyüklüğü minik otlardan koca ağaçlara kadar değişir.Bezelye, fasulye, gül ağacı, akasya, mimoza, hep bu ailenin değişik türleridir.


Sarı yonca, zonklama biçimindeki başağrılarına çok iyi gelir.Bu tür ağrılar genellikle adet zamanınlarında veya yüksek tansiyonda görülür.Zonklamanın yanısıra kafanın içinde bir basınç duyulur.


Bulantı ve kusma ile birlikte görülen başağrılarında da sarı yonca kullanılır.


El ve ayaklar buz gibi olduğu, buna karşılık kafa zonkladığı ve ateşlendiği zamanda da, sarı yonca çiçeğine başvurmak gerekir.


40 gram sarı yonca 1 litre suda 15 dakika dinlendirilir.Soğuk olarak günde üç veya dört kez birer kahve fincanı içilir.


Eski mısırlılar sarı yonca çayını, kulak kulak ağrıları için kullanmışlardır.Ayrıca eklem yerlerindeki sızılar için de yine bu ilacı içtikleri bilinmektedir.Adet sancıları, sinirsel sancılar için de sarı goncanın sakinleştirici özelliği etkili olur.


Sarı goncanın kan dolaşımına da olumlu etki yaptığı ve damar tıkanıklıkları için kullanılabileceği ileri sürülmektedir.

IHLAMUR


(Tilia europaea)

Yaz mevsiminin ilk günlerinde havaya mis gibi koku salan ıhlamur çiçeğinin sakinleştirici, spazmları önleyici özellikleri vardır.Migrene de çok iyi gelir.Ihlamur, sinirsel gerginliği azaltır, yüksek tansiyonu düşürür.Çay biçiminde veya konsantre olarak kullanılır.Şerbetçiotu ile eşit miktarlarda karıştırılarak, gerginliğe ve uykusuzluğa karşı ilaç olarak kullanılır.


Migren sırasında, sıcak olarak içilen ıhlamur, kafadaki kan damarlarını gevşeterek ağrıyı azaltır, mide bulantısı ve kusmayı önler.Ihlamurun idrar idrar söktürücü etkisi de, idrarın boşaltılmasına ve damarlardaki basıncın bu yolla azalarak ağrının kesilmesine yönelir.


Ihlamur çiçeği, uykusuzluktan kaynaklanan başağrılarına çok iyi gelir.Bu nedenle, akşamları yatmadan önce düzenli ve sürekli olarak içilmesinde yarar vardır.


Sıcak içilen ıhlamur, soğuk algınlıklarına karşı çok etkilidir.Ayrıca göğsü yumuşatarak öksürüklere de yararlı olur.Önce başın sağ tarafına, sonra sol tarafına saplanan asabi başağrılarına da ıhlamur önerilir.Yemeklerden sonra içilecek bir fincan ıhlamur, hazımsızlığı önler.

7 Temmuz 2007 Cumartesi

LAVANTA ÇİÇEĞİ


(Lavendula vera)


Lavanta çiçeğini uzun uzun tarife hiç gerek yok.Yüzde 1,5-3 oranında yağ içeren lavanta, kuru dağ yamaçlarında yetişir.En çok Akdeniz bölgesinde bulunur.Fransa'da, İtalya'da ve daha pek çok ülkede parfüm yapımında kullanılmak üzere yaygın olarak yetiştirilir.En iyi lavanta yağının İngiliz lavantasında bulunduğu ileri sürülür.27 kilo lavanta çiçeğinden 400 gram kadar yağ elde edilir.Eski Yunanlılar ve Romalılar, lavanta çiçeğini, banyolarında koku vermesi için kullanmışlardır.Bazı Avrupa ülkelerinde, büyük ayinlerden önce kiliseye koku vermesi için lavanta çiçeği kullanılmıştır.Lavanta çiçeği hem kokusu, hem de tedavi edici özellikleri için yüzyıllardan beri kullanılmaktadır.


Lavanta sakinleştirici, antiseptik özelliklere sahiptir.Yağının çok güçlü bir antiseptik olduğu yakın tarihte yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır.Zaten eski çağlarda da yaralara ve böcek ısırmalarına karşı lavanta yağı kullanıldığı bilinmektedir.Şeker üzerine damlatılarak 1-3 damla lavanta ruhu, başağrılarına, baygınlığa, baş dönmesine, çarpıntıya iyi gelir.Sinirsel kökenli başağrıları için biraz lavanta ruhu şakaklara sürülebilir.6 gram lavanta çiçeği 1 litre kaynar suya atılır.Üzeri sıkıca örtülerek beş dakika dinlendirilir.Bu su, günde iki veya üç kez yemek aralarında birer çay fincanı içilir.Bu ilaç bütün sinir sistemini etkileyen sakinleştirici özelliğe sahiptir.Bir avuç taze çiçek cam bir kavanoza yerleştirilir.Üzeri zeytinyağıyla örtülür ve üç gün güneşte bekletilir.Bu karışım tülbentten süzüldükten sonra içine taze çiçekler ilave edilerek, aynı işlem tekrarlanır.Yağa lavanta kokusu iyice sindiği zaman, kıvamını bulmuş demektir.Bu yağdan 4 veya 5 damla şeker üzerine damlatılarak hergün yenir.Migrene, baş dönmesine ve sinirsel kökenli hazımsızlığa iyi gelir.


Lavanta çiçeğinin saraya, her türlü baş, rahim, mide ağrılarına ve sinirliliğe iyi geldiği ileri sürülür.Migrene, yükseklik korkusuna, hafıza kaybına, görme bozukluklarına ve melankoliye de etkili olduğu bilinir.Çok iyi ama oldukça pahalı bir ilaçtır.