26 Temmuz 2007 Perşembe

BİBERİYE


(Rosemarinus officinalis)

Başağrısına en iyi gelen şifalı otlardan biri olan biberiye çayı şöyle hazırlanır: 25 gram biberiye 1 litre kaynar suya atılıp 10 dakika dinlendirilir veya yapraklar iyice ezilerek bir tatlı kaşığı yaprak bir çay fincanı kaynar suya atılır.Üzeri kapatılarak buharın kaçması önlenir.Biberiye başağrısı için gerektiği zaman bir çay fincanı, soğuk olrak içilir.Karaciğer hastalıkları için her yemekten önce, hazım bozuklukları için yemeklerden sonra alınır.


Biberiye konsantresi, safra kesesi ve mide salgılarını arttırarak hazmı kolaylaştırır.Her türlü sinirsel rahatsızlık için de iyi gelir.Sinirsel başağrılarınında, gastrit ağrılarınında, yüksek tansiyonunda, kalp sıkışmalarında da biberiyenin yararı vardır.Gece yatarken içilecek bir kahve fincanı biberiye, sakin bir uyku sağlar.Yatmadan önce banyo doldurulup içine bir fincan biberiye katılır ve suda bir süre dinlenilirse, vücut iyice gevşeyerek rahatlar.


Biberiye eski çağlardan beri önem taşımıştır.Eski Romalılar, biberiyeyi kutsal bir bitki olarak nitelemişlerdir.Eski Yunan'da da, öğrencilerin kafa yorgunluğunu önlemek için başlarına biberiye dallarından yapılmış çelenkler takılmıştır.Son zamanlarda yapılan araştırma ve deneyler, biberiyenin gerçekten de haricen kullanıldığı zaman etkili olduğunu kanıtlamıştır.Biberiyede antiseptik özelliklerinin yanı sıra romatizma sancılarını kesen özellikler de vardır.Biberiyede yüzde 1-2 oranında yağ vardır.Bu yağ parfüm yapımında kullanıldığı gibi, romatizma ve benzeri ağrılara karşı merhem olarak da kullanılır.Biberiye saçı besler, dökülmesini önler.Bu yüzden bineriye yağı, şampuanlarda ve saç losyonlarında da kullanılır.


Kokusu çok güzel olan biberiye, bahçe bitkisi olarak da değer taşır.Mavi çiçekleri vardır.Nisan ve Mayıs aylarında çiçek açan biberiyenin bir başka önemli özelliği de böcekleri uzaklaştırmasıdır.

Çarkıfelek Çiçeği


(Passiflora incarnata)

Asıl vatanı Amerika olan, çok güzel bir sarmaşık çiçeğidir.Ortası mor, büyük ve kenar yaprakları açık renkte çiçekleri vardır Çarkıfelek Çiçeğinin.Çarkıfelek çiçeğinin 400 değişik türü görülür.Bu çiçeği ilk olarak Amerika'ya ayak basan İspanyol kaşifler ile misyonerler bulmuşlardır.Çarkıfelek çiçeğinin, spazmları kesici, sakinleştirici özellikleri nedeniyle, sinirsel kökenli başağrılarına çok iyi gelir.


Sakinleştirici etkisi, kalbi, mideyi sıkıştıran sinirsel ağrıları ve adet zamanındaki sancıları keser.Çaarkıfelek çiçeği, üzüntü veya heyecandan kaynaklanan uykusuzluğa ve sinirsel çarpıntılara da çok iyi gelir.


Çarkıfelek çiçeğinden 30-50 gram 1 litre soğuk suya katılır, ağır ateşte kaynatılır, ateşten alınıp 10 dakika dinlendirilir, sonra süzülür.Başağrılarına karşı gerektiği zaman bir çay fincanı içilir veya günde üç kez, sabah kalkınca, akşamüstü ve gece yatarken kullanılır.Menopoz dönemindeki başağrıları, sinirlilik, çarpıntı ve hazımsızlık belirtileri için de çarkıfelek çiçeği çok etkilidir.

18 Temmuz 2007 Çarşamba

ÖKSE OTU


(Viscum album)

Ökse otunun sakinleştirici ve spazmları kesici özelliği, şifalı ot uzmanları için çok değerlidir.Ökse otu, yüksek tansiyondan kaynaklanan başağrıları ve migren ağrıları için çok etkilidir.Yapılan araştırmalar, ökse otunun kan damarlarını gevşettiğini, bu nedenle de damar tıkanıklıklarına ve yüksek tansiyona iyi geldiğini kanıtlamıştır.


Ökse otunun körpe yapraklı dalları, henüz meyve vermeden kesilip kullanılır.Bu dallar ince ince kıyılır ve 25 gramı 0,5 litre soğuk suya atılıp bir gece bekletilir.Sabah kalkınca, akşamüstü ve gece yatarken birer kahve fincanı içilir.Ökse otundan yapılan ilaç, başağrısı ve migren için tek başına içilebileceği gibi, eşit miktarda ıhlamurla karıştırılarak düzenli içildiği taktirde yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları veya çarpıntı gibi sinirsel kökenli bozukluklar için de kullanılır.Ökse otu yaprakları birkaç dakika sıcak suda dinlendirildikten sonra, gut ve romatizma ağrıları için kompres olarak kullanılır.

NANE


(Mentha)

Nane, Avrupa ve Akdeniz ülkelerinde çok yaygın olan bir bitkidir.Nanelerin pek çok çeşidi vardır.Dokuzuncu yüzyılda bu konuda yazılan bir keşiş şunları belirtmiştir: "İnsanın nane çeşitlerini, nanenin yararlarını ve nanenin değişik adlarını saymaya kalkması, Kızıl Denizdeki balıkları saymaya kalkmasına benzer."


Nane, başağrıları için kullanılan en doğal ilaçların başında gelir.Güzel kokusu ve lezzeti ile sevilerek içilen nane, hazım bozukluklarından veya safra kesesi rahatsızlıklarından kaynaklanan başağrılarında kullanılır.4 veya 5 nane yaprağı ( taze ya da kuru) bir çay fincanı kaynar suya atılır, üzeri sıkıca kapatılarak beş dakika bekletilir ve yemeklerden sonra günde bir veya iki kez içilir.Burun tıkanıklığından kaynaklanan ve alında yahut gözlerin arkasında yoğunlaşan başağrılarına, sinirsel kökenli başağrılarına da nane iyi gelir.


Ilık suda dinlendirilen nane yapraklarıyla yapılan kompres, migrene, sinirsel ağrılara, eklem yerlerindeki sızılara iyi gelir.Çünkü naneruhundaki mentolün ağrı kesici özelliği vardır.Naneruhu spazmları geçirdiği gibi, safra salgısını da harekete geçirir.


Nane çok kısa zamanda ürer.Naneyi kaynatıp içmek bulantı ve kusmaya iyi gelir.Nane yapraklarıyla alına yapılacak kompleksin de yararı olur.


Sıcak içilen nane, aoğuk algınlıklarında terleyerek ateş atmayı sağlar.Nane, adet gecikmelerinde eski çağlardan beri kullanılan bir ilaçtır.Bu söktürücü etkisi yüzünden, gebelik döneminde içilmemesi gerekir.

Sarı Yonca Çiçeği


(Melilotus officinalis)

Bu narin bitkinin sarı çiçekleri, sapın iki yanından yükselir.Sarı yonca, yaklaşık 6500 değişik türü olan bir bitki ailesindendir.Bu aileye giren bitkilerin büyüklüğü minik otlardan koca ağaçlara kadar değişir.Bezelye, fasulye, gül ağacı, akasya, mimoza, hep bu ailenin değişik türleridir.


Sarı yonca, zonklama biçimindeki başağrılarına çok iyi gelir.Bu tür ağrılar genellikle adet zamanınlarında veya yüksek tansiyonda görülür.Zonklamanın yanısıra kafanın içinde bir basınç duyulur.


Bulantı ve kusma ile birlikte görülen başağrılarında da sarı yonca kullanılır.


El ve ayaklar buz gibi olduğu, buna karşılık kafa zonkladığı ve ateşlendiği zamanda da, sarı yonca çiçeğine başvurmak gerekir.


40 gram sarı yonca 1 litre suda 15 dakika dinlendirilir.Soğuk olarak günde üç veya dört kez birer kahve fincanı içilir.


Eski mısırlılar sarı yonca çayını, kulak kulak ağrıları için kullanmışlardır.Ayrıca eklem yerlerindeki sızılar için de yine bu ilacı içtikleri bilinmektedir.Adet sancıları, sinirsel sancılar için de sarı goncanın sakinleştirici özelliği etkili olur.


Sarı goncanın kan dolaşımına da olumlu etki yaptığı ve damar tıkanıklıkları için kullanılabileceği ileri sürülmektedir.

IHLAMUR


(Tilia europaea)

Yaz mevsiminin ilk günlerinde havaya mis gibi koku salan ıhlamur çiçeğinin sakinleştirici, spazmları önleyici özellikleri vardır.Migrene de çok iyi gelir.Ihlamur, sinirsel gerginliği azaltır, yüksek tansiyonu düşürür.Çay biçiminde veya konsantre olarak kullanılır.Şerbetçiotu ile eşit miktarlarda karıştırılarak, gerginliğe ve uykusuzluğa karşı ilaç olarak kullanılır.


Migren sırasında, sıcak olarak içilen ıhlamur, kafadaki kan damarlarını gevşeterek ağrıyı azaltır, mide bulantısı ve kusmayı önler.Ihlamurun idrar idrar söktürücü etkisi de, idrarın boşaltılmasına ve damarlardaki basıncın bu yolla azalarak ağrının kesilmesine yönelir.


Ihlamur çiçeği, uykusuzluktan kaynaklanan başağrılarına çok iyi gelir.Bu nedenle, akşamları yatmadan önce düzenli ve sürekli olarak içilmesinde yarar vardır.


Sıcak içilen ıhlamur, soğuk algınlıklarına karşı çok etkilidir.Ayrıca göğsü yumuşatarak öksürüklere de yararlı olur.Önce başın sağ tarafına, sonra sol tarafına saplanan asabi başağrılarına da ıhlamur önerilir.Yemeklerden sonra içilecek bir fincan ıhlamur, hazımsızlığı önler.

7 Temmuz 2007 Cumartesi

LAVANTA ÇİÇEĞİ


(Lavendula vera)


Lavanta çiçeğini uzun uzun tarife hiç gerek yok.Yüzde 1,5-3 oranında yağ içeren lavanta, kuru dağ yamaçlarında yetişir.En çok Akdeniz bölgesinde bulunur.Fransa'da, İtalya'da ve daha pek çok ülkede parfüm yapımında kullanılmak üzere yaygın olarak yetiştirilir.En iyi lavanta yağının İngiliz lavantasında bulunduğu ileri sürülür.27 kilo lavanta çiçeğinden 400 gram kadar yağ elde edilir.Eski Yunanlılar ve Romalılar, lavanta çiçeğini, banyolarında koku vermesi için kullanmışlardır.Bazı Avrupa ülkelerinde, büyük ayinlerden önce kiliseye koku vermesi için lavanta çiçeği kullanılmıştır.Lavanta çiçeği hem kokusu, hem de tedavi edici özellikleri için yüzyıllardan beri kullanılmaktadır.


Lavanta sakinleştirici, antiseptik özelliklere sahiptir.Yağının çok güçlü bir antiseptik olduğu yakın tarihte yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır.Zaten eski çağlarda da yaralara ve böcek ısırmalarına karşı lavanta yağı kullanıldığı bilinmektedir.Şeker üzerine damlatılarak 1-3 damla lavanta ruhu, başağrılarına, baygınlığa, baş dönmesine, çarpıntıya iyi gelir.Sinirsel kökenli başağrıları için biraz lavanta ruhu şakaklara sürülebilir.6 gram lavanta çiçeği 1 litre kaynar suya atılır.Üzeri sıkıca örtülerek beş dakika dinlendirilir.Bu su, günde iki veya üç kez yemek aralarında birer çay fincanı içilir.Bu ilaç bütün sinir sistemini etkileyen sakinleştirici özelliğe sahiptir.Bir avuç taze çiçek cam bir kavanoza yerleştirilir.Üzeri zeytinyağıyla örtülür ve üç gün güneşte bekletilir.Bu karışım tülbentten süzüldükten sonra içine taze çiçekler ilave edilerek, aynı işlem tekrarlanır.Yağa lavanta kokusu iyice sindiği zaman, kıvamını bulmuş demektir.Bu yağdan 4 veya 5 damla şeker üzerine damlatılarak hergün yenir.Migrene, baş dönmesine ve sinirsel kökenli hazımsızlığa iyi gelir.


Lavanta çiçeğinin saraya, her türlü baş, rahim, mide ağrılarına ve sinirliliğe iyi geldiği ileri sürülür.Migrene, yükseklik korkusuna, hafıza kaybına, görme bozukluklarına ve melankoliye de etkili olduğu bilinir.Çok iyi ama oldukça pahalı bir ilaçtır.

6 Temmuz 2007 Cuma

Şerbetçiotu


(Humulus lupulus)


Sarmaşık biçiminde büyüyen bu güzel bitki, daha çok bira yapımında kullanılmasıyla ün kazanmıştır.Tedavi edici özellikleri, bira üretiminde olan katlısı kadar bilinememektedir.Ama yaklaşık 1000 yıldan beri şifalı ot olarak kullanılmıştır.Eski Romalılar, bu otun şifalı özelliğini keşfetmişler ve şerbetçiotunu sebze olarak yemişlerdir.Şerbetçiotunun filizleri, kuşkonmaz tadını andırır.Yaban bitkisi olarak yetişen şerbetçiotu,1525 yılında Hollanda'dan İngiltere'ye getirilmiş ve bira yapımında kulanılmak üzere yetiştirilmeye başlanmıştır.


Şerbetçiotundaki uçucu yağ, parfüm yapımınıda kullanılır.Ayrıca bu yağdan sakinleştirici ilaç yapılır.Şerbetçiotunun çiçekli bölümü ilaç olarak şöyle hazırlanır: 12 gram ot, 0,5 litre kaynar suya atılır ve 10 dakika dinlendirilir.Ağzı sıkıca kapatılarak buharın kaçması önlenir.Günde üç kez birer kahve fincanı içilir.Yemeklerden önce içildiği zaman hazımsızlığa iyi gelir.u ilaç, özellikle asabi uykusuzluktan kaynaklanan gerginliğe ve başağrılarına iyi gelir.Bir çay fincanı şerbetçiotu suyu, yatmadan önce içilirse, sinirleri gevşetir, başağrısını keser ve düzenli olarak kullanıldığı taktirde karabasan görmeden rahat uyumayı sağlar.Ayrıca, tülbentten yapılmış bir torbaya 25 gram şerbetçiotu koyarak bunun banyodaki suya atmak, ya da yastığınızı şerbetçiotu ile doldurmak da uykusuzluğu önleyecektir.


Çay biçiminde veya konsante olarak, mikrop üremesini önlemek, karaciğerin ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlamak, idrar miktarını artırmak, kaşıntıları ve sinirsel kökenli sancıları kesmek için kullanılır.Bu ilaç, melankoli veya depresyon durumundaki hastalar için değil, huzursuzluk duyan ve çabuk heyecanlananlar için kullanılır.Şerbetçiotu, sivilceler, çıbanlar ve ciltteki kızarıklıklar için deriye sürülerek de kullanılır.

5 Temmuz 2007 Perşembe

Yılan Otu


(Gentiana lutea)


Güney ve Orta Avrupa'nın yüksek yerlerinde yetişen, sarı renkli yılanotunun tedavi edici özellikleri önemlidir.


Bu ot iştah açar, hazmı kolaylaştırır, alında duyulan sinsi ağrıları keser.25 gram ince kıyılmış yılanotu kökü 0,5 litre suya akatılarak 15 dakika pişirilir ve soğumaya bırakılır.Yemeklerden önce ikişer tatlı kaşığı içilir.Yılanotu içine biraz bal katılarak tatlandırılır veya nane,ıhlamur gibi bitkilerle çeşnilendirilir.Şifalı ot uzmanları, bu bitkiyi öteki bazı bitkilerle bir arada safra kesesi bozuklukları, hazımsızlık, halsizlik, uzun süreli hastalıklardan sonraki nekahat yorgunluğu, sindirim sistemindeki bozukluklardan kaynaklanan başağrıları için kullanılırlar.Kediotu, mine çiçeği, ökseotuyla kullanıldığında, yılanotu sinir bozuklujlarında kullanılır.


Uzun süre devam eden kusmaları da önlediği kanıtlanmıştır.Yılanotu tükrük salgısını ve sindirici salgıları artırarak iştahı açar.


Yılanotunun kökünden yararlanılır.Bu ot öylesine yararlıdır ki, yabani olarak yetişen bitki sürekli sökülüp kullanıldığı için, artık özel olarak yetiştirilmeye başlanmış bulunmaktadır.

Koyungözü Papatya


(Chrysanthemum parthenium)


Koyungözü papatya, 10000 değişik türü olan Bileşikgiller ailesinden bir bitkidir.Kırlarda kendiliğinden yetişir.Çiçekleri beyaz, yaprakları çok biçimli ve koyu yeşildir.Güzel kokar.Ancak, arıların bu kokudan hoşlanmadığı da söylenir.


Koyungözü papatya, sıcak çay biçiminde ateş düşürücü olarak kullanılır.Bazı uzmanlar, bu çiçeğin yapraklarının ipe dizilerek bileğe takılması halinde romatizmaya da iyi geldiğini ileri sürmektedirler.


Koyungözü papatya, özellikle kadın hastalıklarında kullanılır.Örneğin adet zamanında akıntının düzenini sağlamak, adet zamanındaki sinirlilik halini ortadan kaldırmak, menopoz dönemindeki ateş basmalarını önlemek için kullanılır.Adetlerin düzensiz olması durumunda görülen ve başın tepesinde duyulan başağrılarına da iyi gelir.Koyungözü papatya, öteki şifalı otlar gibi çay biçiminde hazırlanmalı, sabah ve akşamları ya da gerek duyulduğu anlarda iki çorba kaşığı içilmelidir.

Kara Hindiba Çiçeği


(Taraxacum officinale)


Bu çok yaygın olan bitki de bahçıvanların başına dert olan, ama çiçeklerinin güzelliğiyle göze hoş görünen bir çiçektir.Kara hindiba çiçeği eski Yunanlılar ve Araplar tarafından çok kullanılmıştır.Kara hindiba çiçeği idrar söktüren ve bağırsakları yumuşatan özelliklere sahiptir.İdrar miktarını da arttırır.


Eskiden ilaç yapımında bitkinin kökü kullanılırdı.Ama son zamanlarda yapılan araştırmalar, yaprakların da çok değerli olduğunu ortaya çıkardı. 25 gram kara hindiba çiçeği yaprağında 7000 ünite A vitamini, B ve C vitaminleri, doğal sodyum ve idrar söktürücü özellikler içerir.Bitkinin yaprakları özellikle ilkbaharda cildi temizlemeye yarar.Körpe yapraklar salatalara katılabilir veya çay şeklinde hazırlanır.Bunu hazırlamak için üç tatlı kaşığı kara hindiba bir çay fincanı kaynar suya atılır, üzeri örtülerek 10 dakika bekletilir.Bu çay gibi içilebilir veya çorbalara katılabilir.Eşit miktarda kök ile yaprak ince ince kıyıldıktan sonra bu karışımdan 50 gram 0,5 litre soğuk suya yatırılıp bir saat bekletilir.Sonra ağır ateşte kaynatılır ve soğumaya bırakılır.Her yemekten önce bir fincan içilir.Kara hindiba çiçeği öteki şifalı otlarla karıştırılarak idrar yolları hastalıklarında, müzmin kabızlıkta ve bazı karaciğer rahatsızlıklarında kullanılır.


Kara hindiba çiçeği, safra salgısını iki katına çıkarmaktadır.Bu da, ilacın karaciğer ve gastrit için yararlı olduğunu kanıtlar.Karaciğer bozukluğundan kaynaklanan başağrıları ile gastrit ağrılarına da iyi gelir.


Kara hindiba çiçeği, taze veya kuru yapraklarından yahut kökünden yapılan çay biçiminde kullanılabildiği gibi, konsantre olarak da kullanılır.Bağırsakları yumuşatmak için için günde üç kez 5-10 damla içilir.Başağrısı ve migren için, birkaç hafta süreyle düzenli olarak kullanmak gerekir.Bu amaç için kullanılacak kara hindiba şöyle hazırlanır: 12 gram kara hindiba kökü, 12 gram yaban havucu, 12 gram hatmi kökü, 12 gram mine çiçeği konarak kaynatılır.Kaynama noktasından sonra 15 dakika hafif ateşte pişirilir.Günde üç kez yemeklerden önce yarım çay fincanı içilir.


AYRIKOTU


(Agropyron repens)

Ayrıkotu, bahçıvanlar ve çiftçiler için bir baş belası, şifalı ot uzmanları için ise bir nimettir.Ayrıkotu, Avrupa'da, Amerika'da, Avustralya'da ve Asya'nın bazı yörelerinde yaygın olarak yetişir.Ayrıkotu, hem tohum atarak hem de köklerin uzaması yoluyla ürer.Tek bir bitki 10000 tohum verebilir.Ayrıkotu ilkbahar başlangıcında kökünden sökülmediği taktirde, durmadan çoğalıp yayılır.


Ayrıkotu, idrar yollarındaki bozukluklardan kaynaklanan başağrılarına iyi gelir.İdrar kesesi ve böbrek hastalıklarında, ayrıkotundan daha iyi idrar sökücü bulunamaz.Ayrıkotu, böbrek hastalıklarından kaynaklanan sırt ağrılarına, romatizmaya ve karaciğer bozukluklarına iyi gelir.


Sürekli yayılan kök gövde, ilaç yapımında kullanılan kısımdır.Bunu ilkbaharda toplamak gerekir.Kök gövde ufak ufak kesilir ve kurutulur.Tepeleme bir çorba kaşığı ayrıkotu gövdesi, bir buçuk çay fincanı suy atılır, kaynatılır, üç dakika ağır ateşte pişirildikten sonra bal veya pekmez katılır ve soğumaya bırakılır.Günde iki veya üç defa birer çay fincanı içilir.Adet öncesi gerginlik ve başağrıları için iyidir.Bu nedenle adet gününden birkaç gün önce içilmeye başlanırsa, ağrıları önler.


Ayrıkotu çabuk sonuç veren ve düzenli kullanıldığı taktirde hastalık belirtilerini ortadan kaldıran bir ilaçtır.

4 Temmuz 2007 Çarşamba

MISIR PÜSKÜLÜ


Stigma maidis (Zea mays)


Batı dünyası, mısır ile ilk kez 1492 yılında tanıştı.Oysa Meksika'da ve Güney Amerika'da mısır en önemli ürünlerden biriydi.Bulunan kanıtlar,mısırın 5 bin yıl önceden bu yana ekilmektedir.Mısır, gluten oranı düşük olan, besleyici özelliği fazla bir üründür.Mısırdan çıkarılan yağ, yemeklik ve kahvaltılık yağ olarak kullanılır.Bu yağ, kandaki kolesterolü düşüren linolik asidi içerir.


Mısır, yapı olarak başka bitkilere benzemez.Çiçekleri (dişleri) yanyana sıralar hanlindedir ve her çiçek bir püskül ile bir tohum üretir.İlaç olarak kullanılan işte bu püskül kısmıdır.Mısır püskülü, idrar yolları ve böbrek hastalıklarında idrar söktürücü olrak etkilidir.Özellikle aşırı amonyak kokan keskin idrarlar için, sistik olayları için, sızı veren veya ağır boşalan idrarlar, yani idrar tutulmaları için ya da idrar yollarındaki tıkanıklıklar için mısır püskülü iyidir.


Mısır püskülünün antiseptik özelliği de vardır.Mısır püskülü tek başına veya kara hindibaba kökü ile birlikte kullanılır.


Bu ilacı hazırlamak için iki ölçü mısır püskülü ile bir ölçü hindibaba kökü karıştırılır.İyice kıyılır ve bu karışımdan bir tatlı kaşığı alınarak, bir çay fincanı kaynar suya atılır.En az bir saat bekletilir.İstenirse biraz bal katılarak tat verilebilir.Bu doz günde üç defa içilir.


Mısır püskülü, kasıkotu ile birleştirilerek hazırlandığı zaman çocukların geceleri yataklarını ıslatmalarını önler.Bunu hazırlamak için birer ölçü mısır püskülü ile kasıkotu karıştırılır, bu karışımdan bir tatlı kaşığı, bir çay fincanı kaynar suya atılır ve soğutulur.Yatarken içilir.Gerekirse yarım fincan suya 10 damla damlatılarak sabahları ve öğleden sonraları yemek aralarında içilit.Çocuklar için bu doz daha az olmalıdır.Böbrek ve idrar yolları rahatsızlıklarında kullanmak için bir tatlı kaşığı kuru mısır püskülü, bir çay fincanı soğuk suya katılır.Kaynamaya yakın altı kısılır ve üç dakika ağır ateşte pişirilir.Soğuduktan sonra günde bir veya iki defa içilir.

3 Temmuz 2007 Salı

SARI PAPATYA



Roma Papatyası: (Chamaemelum nobile) (Anthemis nobilis)


Alman Papatyası: (Matricaria chamomilla)




Roma papatyası, batı Avrupa ülkelerinde yetiştirilmektedir.Bu papatyanın kokusu elma kokusuna benzer.Belki de bu nedenle Yunanlılar bu çiçeğe "yer elması" anlamına gelen "Kamai melon" adını vermişlerdir.Sarı papatya , bileşikgiller denilen ve çiçekli bitkilerin onda birini kapsayan bir bitki ailesindendir.Bu aileden olan çiçekler, minik çiçekçiklerden oluşan büyük çiçekler halindedir.Papatya ve ayçiçeği bu aileden olan çiçeklerdir.Bu bitkilerin çoğunun şifalı özelliği vardır.Ayrıca çiçekleri de çok güzel olur.Sarı papatya,kırlarda kendiliğniden biten bir çiçektir.Ama tıpta, özel olarak yetiştirilen bitkinin çiçekleri kullanılır.Bitki asitli olduğu için tadı acıdır.Ayrıca uçucu bir yağ içerir.Sarı papatyanın sakinleştirici ve ağrı kesici özelliği vardır.Sinir bozukluklarında ve geelik sırasındaki mide bulantısında sarı papatya uzun yıllardan bu yana başarıyla kullanılmıştır.Sarı papatya hazım bozukluklarına da iyi gelir.Soğuk olarak içildiği zaman iştahı açar ve hazmı kolaylaştırır.Sıcak olarak içildiğinde ise safrakesesi ağrılarını keser, gripte terlemeyi sağlayarak ateş düşürmeye yarar.Ama bunu sağlamak için içine bir miktar zencefil eklenmesinde yarar vardır.

Sarı papatya suyu, adet zamanındaki başağrılarında ve asabi hallerde kullanılmaktadır.Ama kanama fazla olduğu zaman alınmamalıdır.

Sarı papatya başağrısından kaynaklanan mide bulantısını ve gerginliği önler.Huzursuzluk, soğuk algınlığı, kızamık, kulak ağrısı gibi çocuklarda sık görülen hastalıklarda da sarı papatya yararlıdır.

Sarı papatya suyunu hazırlamak için 25 gram sarı papatyanın üzerine 0.5 litre kaynar su dökülür veya bir çay fincanı kaynar suya 4-8 çiçek atılır ve şeker yerine bal ile tatlandırılır.Normal dozaj olarak çocuklara bir tatlı kaşığı içirilir.Yaş ilerledikçe doz arttırılır.Başağrısı, mide bulantısı, günde iki veya üç kez verilecek birer tatlı kaşığı papatya suyu ile önlenebilir.Ateşli durumlarda veya soğuk algınlıklarında papatya suyu sıcak olarak, mide rahatsızlıklarında, başağrılarında ve asabi durumlarda soğuk içilir.

Yemeklerden bir saat önce içilecek papatya suyu iştah açar.Bu şifalı otun, karabasanları da önlediği ileri sürülür.

Alman papatyasının daha lezzetli olduğunu söyleyenler vardır.Alman papatyasının çiçekleri,Roma papatyasının çiçeklerinden daha ufaktır.Bunu hazırlamak için bir çay fincanı kaynar suya bir tatlı kaşığı papatya atılır ve üzeri kapalı olrak beş dakika bekletildikten sonra süzülür.Bu beş dakikayı geçmemelidir.Alman papatyası, Roma papatyasının kulanıldığı bütün rahatsızlıklar için kullanılabilir.Sma en çok huzursuzluk asabiyet hallerinde, başın bir yanındaki zonklama biçiminde görülen ağrılarda etkilidir.Yemeklerden sonra içildiği zaman hazmı kolaylaştırır.

Papatya suyunu tülbentten süzerek göz banyosu veya göz kompresi için de kullanabilirsiniz.

Başağrısının Nedenleri

Baş ağrısı veya migren,, yüzde 90 kafadaki kan damarlarının genişlemesinden veya boyun kaslarının sürekli spazma kasılmasından meydana gelir.Bu damar genişlemelerinin veya kas kasılmalarının fiziksel nedenleri pek çoktur.Unutulmamalıdır ki, başağrısı, grip ya da nezlenin ilk belirtilerinden birisidir.Hafif ateşlenme, kol ve bacakların sızlaması ya da ürperme gibi belirtilerin yanısıra sizsi bir başağrısı da varsa, hemen yatağa girmeli ve terletici otların suyundan bol miktarda içilmelidir.Bu otlar ıhlamur çiçeği, mürver çiçeği, nane, civanperçemidir.
Belirli bir noktadaki başağrıları, sinüzitten veya burun kanallarındaki tıkanıklıktan kaynaklanır.Bu tür ağrılar sabahleyin fazla olur.Giderek azalır, ama akşam saatlerinde hasta yorulduğu zaman yeniden artar.Bu durumda sıcak gözotu(Fırazya otu) veya soğuk anemon iyi gelir.

Gözlerin aşırı yorulması da alın üzerinde yoğunlaşan başağrılarının nedenidir.Bu tür ağrılar fazla çalışıldığı zamanlar veya çalışma saatlerinin sonuna doğru görülür, ama hafta sonrarı ya da tatillerde pek sık rastlanmaz.Bu ağrıları önlemek için uygun ışık kullanmanın, çalışırken zaman zaman ara verip gözleri dinlendirmenin yanısıra soğukgöz otu veya sedefotu ile göz banyosu da yapılır.Gözotunu hazırlamak için 25 gram otu 0,5 litre suda 1 dakika kaynatın, yarım saat beklettikten sonra tülbentten süzün.Bu suyu hem göz banyosu olarak, hem de gözlerin ve alnın üzerine kompres olarak kullanın.Kompresi gözünüzün üzerinde yarım saat tutun.Bu dert için mürver çiçeği de kullanılabilir.Mürver çiçeğini beş dakika kaynattıktan sonra on dakika bekletin.

Gerginlik,üzüntü ve sıkıntı
Başağrılarının büyük çoğunluğu, boyun ve omuz kaslarındaki gerginliğin sonucudur.Kedi otu, ökse otu ve kestere otunun karıştırılarak içilmesi ve bu arada kasların hafif hafif ovulması daha kısa zamanda sonuç almayı sağlar.
Sinsi başağrısının başlıca nedenlerinden birisi uykusuzluktur.Uykusuzluk ise ya asabiyetten, ya kafanın fazla meşgul olmasından, ya fazla çalışmaktan veya hareketli bir yaşantı nedeniyle geç yatmaktan kaynaklanır.Yatmadan önce şerbetçiotu, ıhlamur çiçeği veya biberiye içmek ve bu bitkilerin suyunun karıştırıldığı ılık bir banyo yapmak sinirleri gevşetir.Ama eğer uykusuzluk bir hastalık durumundaysa , o zaman bir doktora görünmek gerekir.Huzursuzluk ve sıkıntı, ciddi sorunlardan kaynaklanabilir, ama iyi beslenme ve şifalı bitkilerin kullanılmasıyla genel sağlık durumunu düzeltecek bir rejim uygulanırsa, durum düzelebilir.
Bu koşullarda ya kestere otu veya çarkıfelek çiçeği tek başına içilir.Yahut da kediotu, mineçiçeği ve venüs çarığı otu eşit ölçülerde karıştırılarak bir çay fincana bir tatlı kaşığı katılıp yatarken içilir.Kafanın fazla meşgul olmasından kaynaklanan uykusuzluk için, biberiye iyidir.

Şifalı Otların Hazırlanışı

    Reçetelerde aksine başka bir tarif verilmediği sürece,şifalı otların hazırlanışı burada anlatacağım şekilde hazırlanır:
   0,5 litre kaynar su, önceden ısıtılmış bir kabın içindeki 25 gram kurutulmuş bitkinin üzerine dökülür,kabın üstü kapanır ve 15 dakika kadar beklenir.
  Bitki kökleri de aynı miktarlarda hazırlanır.25 gram ince ince kıyılmış kök 0,5 litre soğuk suyun içine atılır, su kaynatılır ve kaynadıktan sonra ağır ateşte, suyun 1/4 ü çekinceye kadar pişirilir.Tencerenin kapağı hep kapalı tutulmalıdır.Pişirme işlemi tamamlanınca, su soğumaya bırakılır ve sonra süzülür.
  Reçetelerde aksine bir doz verilmediği taktirde, şifalı bitkilerin normal dozu günde üç kez birer kahve fincanıdır.